Bu "blog"un sahibi Aydın Ergil, zaman buldukça anı ve düşüncelerini bu internet sayfalarına aktarmaktadır. e-posta adresleri: aydinergil@gmail.com ya da aydinergil@yahoo.com A.E.
15 Kasım 2008
Bir utanç afişi
Bir bilgisayar şirketinin adının yabancı sözcüklerden oluşmasına itirazım yok ama duvar ilanındaki sözcüklerin ingilizce olması utanç verici. Yukardaki resim kasım (2008) ayında Beşiktaş'ta çekildi. Yazıklar olsun...
Ek Bilgi: Yukarda fotoğrafını gördüğünüz ingilizce metinli ilan Aralık ayında kaldırıldı. Benim gibi rahatsız olan başkaları da mı vardı bilmiyorum... A.Ergil
30 Ekim 2008
22 Ekim 2008
Ekin Yazın Dostları Tüyap İstanbul Kitap Fuarı'nda
9 Temmuz 2008
6 Haziran 2008
26 Mayıs 2008
Geleneksel Yazma Şenliği
Sevgili dostlar,
Eyuboğlu ailesinin Geleneksel Yazma Şenliği 2008, 31 Mayıs ve 1 Haziran'da Mavi Kaplumbağa Bahçesi'nde. Kaçırmamanızı diliyorum.
Mavi Kaplumbağa Bahçesi: Bedri Rahmi Eyuboğlu Sokak No: 10, Kalamış Kadıköy --
Aydın Ergil
http://aydinergil.blogspot.com
http://eydost-tiyatro.azbuz.com
http://eydost-kitap.azbuz.com
aydinergil@gmail.com
14 Mayıs 2008
19 Mayıs 2004 Kalpazankaya İzlenimim
19 Mayıs'ta, bir yandan tüm toplum Gençlik ve Spor Bayramını coşkuyla kutlarken, öte yandan Vedat Günyol'un güleryüzlü öğrencileri, dostları, çocukları ve torunları da Burgazada'daki Kalpazankaya'da 40. kez bir araya geldiler.
Vedat Günyol'un, öğrencilerini ilk olarak 1965'te götürdüğü Kalpazankaya'da, o yıldan bu yana, her 19 Mayıs'ta giderek büyüyen bir dost sofrası kurulur oldu. Günyol, "Neden Kalpazankaya gezisi?" sorusunu şöyle yanıtlıyor 2001'de: "Öğretmenliğe ilk adım attığım yerde, tatil olmadan önce geziye çıkarırlardı öğrencileri. Bu benim çok hoşuma gitti. Ben de öğrencilerimi geziye çıkarmayı başlattım. Sait Faik'e olan büyük hayranlığım dolayısıyla gezilerden bir tanesini Burgazadası'nda Kalpazankaya'ya yaptık. Sait Faik'in "Hişt, hişt" öyküsünü anarak, okuyarak, severek oraya gittik."
1. Buluşma - Andante
Vedat Günyol'un öğrencilerini, dostlarını, bir buluşma çağrısı yapılmadan bir araya getiren bu şölen, 19 Mayıs sabahı Bostancı vapur iskelesindeki buluşmayla başlıyor, Ankara'dan ve İsviçre'den gelenler de var öğrencilerin arasında. Vapurdaki söyleşiyi Ada'daki bakkallardan yapılan alış veriş ve Kalpazankaya'ya fayton yolculuğu izliyor. Bir de o yolu yürüyerek kateden grup oluyor mutlaka. Yemyeşil bitkiler ve kır çiçekleri arasında, martı sesleri eşliğinde, yaklaşık yarım saatlik bir yürüyüş sonrası, önceden gelenlerin cıvıl cıvıl seslerinin yükseldiği, kır gazinosunun girişinde sağdaki erik ağaçlarının altında, yalnızca 19 Mayıs günleri kurulan upuzun masaya kavuşuluyor. Ortada dolaşan çocukların ve gençlerin adları ya Vedat ya da Günyol, ikisi de değilse "Gün" ile başlıyor mutlaka.
2. Dost Sofrası - Allegro
Bu geleneksel sofranın diğerlerinden en önemli farkı, herkesin kendi evinden getirdiği yiyecek ve içecekleri önce, masanın etrafında bulunan, tanıdığı ya da yeni tanıştığı insanlara sunması. Bu masada meslek, sınıf, gelir düzeyi, yaş, ün, görüş farkları bir anlam taşımıyor. Oradaki herkes eşit, bir başka deyişle. Herkes sanki yıllardır birbirini tanıyormuş gibi söyleşiye dalıveriyor.
"Hal hatır" söyleşilerini, kaldırılan ilk kadehler izliyor. Vedat Günyol, ilk kadehler kaldırılırken, "İçmeyen ne olsun?" diye sorar, hemen arkasından da "Benim gibi olsun!" derdi. Rahatsızlığı nedeniyle bu şölene katılamayan, ama yüreğiyle, aklıyla orada olan Vedat Günyol'un yerine, oradakiler söylüyor bu sözü iki yıldır. İlk kadehlerin yudumlanmasından sonra, Vedat Günyol'un her yıl özenle yazdığı ve birkaç tümceyi geçmeyen iletisini okuması gelirdi hep. Son iki yıldır iletiyi öğrencilerinden biri okuyor onun yerine. İşte Vedat Günyol'un bu yılın (2004) 19 Mayıs şölenine katılanlara gönderdiği ileti:
"Sevgili dostlar, küçüğünden büyüğüne kadar,
İki yıl oluyor, Ada'da, 19 Mayıs'da aranıza katılamıyorum, oysa aklım fikrim sizde. Son günlerimin beni yatağa çivilemiş olması karşısında, sizlere sevgilerimi bu birkaç satırla anlatmaktan başka birşey yapamıyorum. Kırk yılı bulan ve gelenek tadındaki bu toplantılardan uzak kalmak benim için büyük bir üzüntü kaynağı, ama, şu da bu da olsa, aklım ve yüreğim hep sizlerle. Toplantıya katılarak, beni türkülerle, yemeklerle, konuşmalarla anımsayacağınızı biliyorum. Bu da, aranızda olamıyorsam da, yüreğinizde, belleğinizde yaşama isteğini sevgi ile inatla sürdürmek için tek çarem.
Hepinizi sevgi ile selamlıyorum."
Bu bölümü, geleneğin bir parçası haline gelen, bağlama eşliğinde türkülü bölüm izliyor. Açılış, Vedat Günyol'un en çok sevdiği "Et koydum tencereye, yar geldi pencereye" türküsü ile yapılıyor, "Karadır kaşların ferman yazdırır, lokman hekim gelse yaram azdırır" türküsü ile sürüyor. Günyol'un yine çok sevdiği Pir Sultan Abdal ve Ruhi Su türküleri söyleniyor ardından. "Pasinler" türküsüyle, türkü söylemek için mutlaka ayağa kalkan öğretmen Vasfi Bingöl (bu yıl toplantıya katılamadı) anılıyor. Araya Karadeniz ve Ege bölgesi türküleri de girince gerçek anlamıyla "yurttan sesler" korosu oluşuyor sonunda.
3. Dağılış - Adagio
Güneş batmaya yüz tutarken, eve dönüş zamanı gelip çatıyor. Yozlaşmanın, bağnazlığın ve sömürünün arttığı bir dönemde Vedat Günyol'un aydınlığını taşıyan insanların, yılda bir kez de olsa bu şölende buluşmaları sıradışı, ama, belki de çevresini kötülükten arındırmak isteyenlere en güzel örnek.
Bir sonraki 19 Mayıs'a değin sürecek olan, hüzünlü ayrılış bölümü başlıyor bu kez: Vapur iskelesine yürüyüş, vapur yolculuğu ve dağılış…
"Hişt, hişt, hişt, hişt…"
Not: Bu yazı "100'e Beş Vardı" adlı kitapta yayınlandı.
12 Mayıs 2008
19 Mayıs'a Doğru Burgazada
Perihan Ergun'un başkanı olduğu Ada Dostları Derneği bu yıl da Sait Faik'i anma etkinlikleri düzenledi. Etkinlikler 18 Mayıs Pazar günü Burgazada'da gerçekleşecek. Etkinlik izlencesini şu linkten edinebilirsiniz:
http://www.adadostlari.com/saitfaikprg08.htm
Son 43 yılda olduğu gibi bu yıl da 19 Mayıs'ta Vedat Günyol dostları Kalpazankaya'da buluşacak.
18 Mayıs Pazar ve 19 Mayıs Pazartesi günü (tatil tarifesi uygulanıyor) Burgazada'ya vapur saatleri şöyle:
Gidiş
Kabataş : 09.00-10.30
Kadıköy : 09.20-10.50
Bostancı: 09.30-10.45
8 Nisan 2008
Zeus’tan Günümüze Adatepe
(Cumhuriyet Gezi Eki Sayı: 129, 9 Nisan 2008)
3 Nisan 2008
Tiyatro Ödülleri
2007-2008
· Lions ve Direklerarası Seyir Grubu Ödülleri
· Afife Jale Özel Ödüller ve Adaylar
2006-2007
- Lions ve Direklerarası Seyir Grubu Ödülleri
- İsmet Küntay Ödülleri
- Afife Ödülleri
- Tiyatro Dergisi Ödülleri
- Sadri Alışık Ödülleri
27 Mart 2008
VIII Lions - Direklerarası Tiyatro Ödülleri 2008
2007-2008 Değerlendirme Sonuçları: | İSTANBUL | | |
| | | |
| Sanatçının Adı: | Oyun: | Tiyatro/Kurum: |
Prodüksiyon | | Savaş İkinci Perdede... | İstanbul Devlet Tiy. |
Yönetmen | Mehmet Ergen | Şeylerin Şekli | Akbank Sanat |
Oyun Yazarı | Sermiyan Midyat | 9 Ay Son Gün | Tiyatro Oyunbozan |
| | | |
Performans Ödülleri | | | |
Erkek Oyuncu | Mehmet Ali | Venedik Taciri | Tiyatro Pera |
Kadın Oyuncu | Songül Öden | Kadıncıklar 2007 | Sadri Alışık |
Yardımcı Erkek | Fatih Koyunoğlu | Albay Kuş | Tiyatro Adam |
Yardımcı Kadın | Özlem Türkad | Bernarda Alba'nın | Şehir Tiyatrosu |
Ensemble | | Dalga | Donkişot Tiyatro |
Küçük Salon Erkek Oy. | İlker Ayrık/Aykut | Uçurtma'nın | Müjdat Gezen |
Küçük Salon Kadın Oy. | Mine Tugay | Karatavuk | DOT |
Komedi Erkek Oyuncu | Bülent Şakrak | 39 Basamak | Kent Oyuncuları |
Komedi Kadın | Sevtap Çapan | Tekrar Çal Sam | Şehir Tiyatrosu |
Komedi Ensemble | | Oyunun Oyunu | Yasemin Yalçın |
Genç Yetenekler | Didem Başer | Olya | Bizim Tiyatro |
| Ece Özdikici | Dalga | Donkişot Tiyatro |
| Enis Arıkan | Kürklü Merkür | DOT |
| Arda Aydın | Tekrar Çal Sam | Şehir Tiyatrosu |
| Dilek Aba | Müzikaldeki Hayalet | Tiyatro Kedi |
| | | |
Tasarım Ödülleri | | | |
Sahne Tasarımı | Zuhal Soy | Bana Bir Picasso | Tiyatro Duru |
Kostüm Tasarımı | Canan Göknil | Bayazıt | Şehir Tiyatrosu |
Işık Tasarımı | Yüksel Aymaz | Oyunu Bozuyorum | Garajistanbul |
Özgün Tiy. Müziği. | Çiğdem Erken | Savaş İkinci | İstanbul Devlet |
Efekt Tasarımı | | | |
Koreografi | Cihan Yöntem | 39 Basamak | Kent Oyuncuları |
| | | |
Özel ödüller | | | |
Usta Erkek Oyuncu | Sezai Altekin | | |
Yenilikçi Tiyatro | | Tartüf Bey | Tiyatro Tem |
Onur Ödülü | Hadi Çaman | | |
Tek Kişilik Prodüksiyon | Dilruba Saatçi | Fikriye ve Latife | Tiyatro Maan |
Özgün Oyun Yazımı | Meltem Arıkan | Oyunu Bozuyorum | Garajistanbul |
Belgesel Oyun | | Sivas'93 | Dostlar Tiyatrosu |
Sürekli Mükemmeliyet | Tomris İnceer | | |
Tiyatro Broşürü | | | Garajistanbul |
Tiyatroya en çok | | | Cumhuriyet |
25 Mart 2008
Lions - Direklerarası Tiyatro Ödülleri Açıklandı
Bir toplumun aydınlanmasında en başta gelen sanat dallarından biri de tiyatrodur. İstanbul’da, yalnızca bu yıl oynanmaya başlayan oyun sayısı 150’ye yaklaştı. Dekoruyla, müziğiyle, danslarıyla, ışığıyla oyunlara emek veren tüm sanatçılar dikkate alındığında tiyatro dalında binlerce insanın çalıştığı ortaya çıkıyor.
Sezonun geri kalan kısmında ödül kazanan oyunların izlenebilmesi için LİONS – DİREKLERARASI TİYATRO ÖDÜLLERİ her yıl mart ayının son haftasında açıklanıyor.
Ödüller bu yıl ilk kez Ankara’da da tüm kategorilerde verildi. Ayrıca İstanbul ve Ankara dışındaki birçok kent Türkiye’de ilk kez bir Tiyatro Ödülleri kapsamında değerlendirildi.
Ödül kazanan tüm sanatçıları kutluyor, başarılarının hep sürmesini diliyorum. Ödüller "iyiyi" değil "en iyiyi" seçmek için veriliyor, bu yıl ödül alamayan ama hepsinde yoğun emek harcandığı bilinen oyunları üreten diğer tiyatro sanatçılarımızı da ayrıca kutluyorum.
Ödüllerin tam listesini aşağıdaki linkte bulabilirsiniz:
http://eydost-tiyatro.azbuz.com/index.jsp
21 Mart 2008
İlhan Selçuk 48 saat sonra salıverildi
17 Mart 2008
Yargıtay Başsavcılığı'nın AKP İddianamesi
Dosyayı İndir
5 Mart 2008
Vedat Günyol 97 Yaşında
Sevgili dostlar,
Vedat bey'in ölümünden 16 ay önce hasta yatağından yazıp benim aracılığımla Cumhuriyet'e ilettiği yazı hala güncelliğini koruyor.
Hergün ve bugün, yani 97. Yaş Gününde Vedat Günyol'u özlemle anıyorum.
Aydın Ergil
http://aydinergil.blogspot.com
http://eydost-tiyatro.azbuz.com
http://eydost-kitap.azbuz.com
aydinergil@gmail.com
(Not: Bu yazidaki turkceye ozgu harfleri gormek icin internet tarayicinizda view/görünüm encoding/karakter kodlamasi olarak UTF-8'i seçmelisiniz.)
Üretmek
Vedat Günyol (Hasta yatağından)
Geçen gün, Cumhuriyet'teki yazısında, Erdal İnönü, geri kalmış ülkelerde, özellikle müslüman ülkelerde bilim üretilmediğini ileri sürüp hayıflanıyordu. Geri kalmış ülkelerde üretim deyince akla ilkten ve sondan laf ebeliği ve çocuk üretmek geliyor. Nitekim, epeyice oluyor, Ampuller paşası, Anadolu'da gerçekleştirdiği seçim kampanyasında, halka, durmadan, "çocuk yapın" diyordu. İşte, her bakımdan geri kalmış ülkelerde üretimin anlamı bu.
Oysa, uygar Avrupa ülkelerinde, üretmek, daha çok, bilim üretmektir. Bilim üretme, sürekli değişim demektir, ama geri kalmış müslüman ülkelerde ise, inanç egemenliği sürüp gitmekte, ve bu alanda değişme diye bir şey yok, sadece inanç ve de törelerin yinelenmesi var. Gençlik günlerimden kalma bir söz dizesi bu duruma iyi bir örnektir: "Bizim çocuk bina okur, döner döner yine okur."
Evet, bilime yüz vermeyen geri ülkeler, çok eskiden kalma inanç ve töreleri yineleyip durmaktadırlar. Onlar için değişim diye bir şey yok. Bin küsür yıldan kalma inanç ve töreleri bina okuyup yineleme aptallığı yüzünden geri kalmaktan kurtulamıyorlar.
Bir Fransız bilim adamına göre "inanç, zavallıların avuntusu, mutlu insanların ise büyük korkusudur". Şimdi elimizi vicdanımıza koyup aklımıza başvuralım: Ne görüyoruz dünyamızda? Bir yanda bilim üreten devletlerin ulaştığı insanca durum, öte yandan bilim üretmiyen, hatta bilime düşman ülkelerin ortaçağ yaşamını sürdürmeleri. Özetle, insanlar erince ancak bilim üreterek varabilir, yoksa günde beş vakit namaz kılmak ve cahil cami hocalarının basma kalıp vaazlarını dinlemekle değil. Ay'a, bilim üretilerek ayak basılabilir, yoksa seccade ile değil.
Avrupa ilerliyor, çünkü, kendisini inanç batağından kurtarmıştır. Bilim, üretme, değişmedir, oysa inanç donup yerinde saymaktır.
Son olarak, Namık Kemal'in bir saptamasına başvuralım. Şair şöyle diyor: "Okuyup yazması artmaya başlayan milletler içinde ilerleme ne kadar artarsa, görenekleri o kadar azalmaya başlar."
İyi mi?
10 Mart 200320 Şubat 2008
Vasfi Bingöl'ü Anıyoruz
17 Şubat 2008
"Oysa, sevdalımız komünisttir"
Başak Ergil'in kitabı konusunda Radikal'de çıkan yazı
1930'lardan Günümüze İngiliz Amerikan Yayın Dünyasında Nâzım Hikmet İmajı, hem içeriği hem de barındırdığı tarihsel belgeler nedeniyle yazın dünyamızda çok önemli bir boşluğu dolduruyor.
Devamı için tıklayın:
http://www.radikal.com.tr/ek_haber.php?ek=ktp&haberno=7320&ek_tarihi=15/02/2008
13 Şubat 2008
Türbana AB'den Destek
"Lagendijk: Türban üniversitede serbest olmalı
Avrupa Birliği - Türkiye Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagandijk; başörtüsünün üniversitelerde serbest olması gerektiğini söyledi.
(NTV Güncelleme: 09:18 ET 04 Şubat 2008 Pazartesi )
UTRECHT - Türkiye Enstitüsü tarafından Hollanda'nın Utrecht şehrinde düzenlenen "Türkiye'deki demokratikleşme ve modernleşme" konulu konferansta konuşan Lagendijk, İngiltere'yi ve kendi ülkesi Hollanda'yı örnek göstererek, başörtüsü yasağının kalkmasının, Avrupa Birliği ilkeleriyle çelişmediğini vurguladı.
Türkiye Enstitüsü tarafından Hollanda'nın Utrecht şehrinde düzenlenen "Türkiye'deki demokratikleşme ve modernleşme" konulu konferansta konuşan Lagendijk, İngiltere'yi ve kendi ülkesi Hollanda'yı örnek göstererek, başörtüsü yasağının kalkmasının, Avrupa Birliği ilkeleriyle çelişmediğini vurguladı. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin bu yöndeki çalışmalarını desteklediğini belirten Lagendijk, "İki taraf bir uzlaşma zemini bulup, üniversite öğrencilerinin, ne yapmaları gerektiğini bilecek kadar büyük olduklarını kabul etmeli ve ortamlarını özgürleştirmeliler" dedi. AKP'nin sivil anayasaya girişimine destek verdiğini de aktaran Lagendijk, "Avrupa Parlamentosu'nun büyük çoğunluğu Türkiye'deki yeni anayasa çalışmalarını destekliyor. Türkiye'nin enerji tükettiği birçok ideolojik konu, yeni anayasa ile çözülebilecek" diye konuştu."
Kaynak: http://www.ntvmsnbc.com/news/434324.asp
Aydın Ergil